Beyin ve Sinir Cerrahisi

Beyin ve Sinir Cerrahisi Kliniğimizde Uzman hekimlerimiz tarafından bir çok hastalıkların tanı ve tedavileri yapılmaktadır.  Bu tedaviler ayaktan muayeneler sonucu veya yatış yapılmak surati ile gerçekleştirilir. Yatarak tedavilerde hekimlerimiz tarafından belirlenen tedaviler düzenli şekilde deneyimli hemşirelerimiz tarafından uygulanır ve günlük vizitlerle doktorlarımız tarafından değerlendirilir, denetlenir. 

Beyin ve Sinir Cerrahisi

Beyin damar hastalıkları, beyin dokusunu besleyen damarların tıkanması, daralması veya yırtılması sonucu ortaya çıkan, ciddi ve hayati risk taşıyan hastalıklardır. Bu hastalıklar, genellikle inme (felç), beyin kanaması veya damar baloncuğu (anevrizma) gibi durumlarla kendini gösterir. Erken tanı ve zamanında tedavi, hastalığın kalıcı etkilerini en aza indirmede büyük önem taşır.

Beyin damar tıkanıklıkları (inme, felç): Beyne giden damarların pıhtı veya damar daralması sonucu tıkanmasıyla ortaya çıkar. İnme, konuşma bozukluğu, yüz asimetrisi, kolda veya bacakta ani güçsüzlük gibi belirtilerle seyreder. Erken dönemde yapılan müdahale, damar açıcı ilaçlar veya girişimsel tedavilerle kalıcı hasarı önleyebilir.

Beyin anevrizması: Beyin damar duvarının zayıflaması sonucu gelişen baloncuk benzeri genişlemelerdir. Yırtıldığında beyin içine kanama meydana gelir ve acil cerrahi müdahale gerektirir. Anevrizma tedavisinde endovasküler koil yöntemi veya cerrahi klipsleme uygulanabilir.

Beyin kanamaları: Travma, yüksek tansiyon veya damar hastalıkları sonucunda beyin dokusunda veya zarları arasında kanama oluşabilir. Bu durum ani baş ağrısı, bilinç kaybı veya nörolojik bozukluklarla seyreder. Tanı, beyin tomografisi veya MR ile konur, gerekirse cerrahi müdahale yapılır.

Karotis darlığı (şah damarı tıkanıklığı): Beyne giden ana damarların daralması veya tıkanması, felç riskini artıran önemli bir durumdur. Damarın daralma derecesine göre ilaç tedavisi, stent uygulaması veya cerrahi yöntemlerle tedavi edilir.

Beyin ve omurilik tümörleri: Sinir sistemi içinde gelişen iyi huylu veya kötü huylu tümörlerdir. Baş ağrısı, denge bozukluğu, görme kaybı ve kas güçsüzlüğü gibi belirtilerle kendini gösterir. Tanı, beyin MR veya BT ile konur; tedavide cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi yaklaşımları uygulanır.

Travmatik beyin yaralanmaları: Kaza, düşme veya darbe sonrası beyin dokusunda meydana gelen hasarlardır. Kafa içi basınç artışı, kanama veya ödem gibi komplikasyonlar gelişebilir. Acil tanı ve yoğun bakım desteği gerektirir.

Bel ve boyun fıtıkları: Omurga disklerinin dışa taşarak sinir köklerine baskı yapması sonucu oluşur. Boyun veya bel ağrısına, kol ve bacaklarda uyuşma ve güçsüzlüğe neden olabilir. Fizik tedavi, ilaç tedavisi veya cerrahi yöntemlerle tedavi edilir.

Parkinson hastalığı ve beyin pili uygulamaları: İleri evre Parkinson hastalarında, ilaç tedavisine yeterli yanıt alınamayan durumlarda beyin pili (Derin Beyin Stimülasyonu) yöntemi uygulanarak hareket kontrolü sağlanabilir.

Beyin damar hastalıklarının erken tanısı, nörolojik fonksiyonların korunması açısından son derece önemlidir. Risk faktörlerinin (yüksek tansiyon, diyabet, sigara, kolesterol yüksekliği) kontrol altına alınması, bu hastalıkların önlenmesinde temel rol oynar.

Çocukluk Çağı Beyin ve Sinir Hastalıkları

Çocukluk çağında görülen beyin ve sinir sistemi hastalıkları, gelişim sürecini doğrudan etkileyen ciddi sağlık sorunları arasında yer alır. Bu hastalıkların bir kısmı doğuştan gelirken, bazıları sonradan gelişebilir. Erken tanı ve doğru tedavi, çocuğun fiziksel ve zihinsel gelişimini korumak açısından hayati önem taşır.

Doğumsal beyin kanamaları: Yenidoğan döneminde, doğum travması veya oksijen yetersizliği gibi nedenlerle beyin dokusunda kanama meydana gelebilir. Bu durum nörolojik gelişim geriliğine yol açabilir ve yakın takip gerektirir.

Doğumsal sinir sistemi bozuklukları: Spina bifida ve benzeri omurga kapanma defektleri, doğum öncesi dönemde gelişir. Bu tür anomaliler, erken dönemde cerrahi müdahalelerle düzeltilebilir.

Hidrosefali (beyinde su toplanması): Beyin omurilik sıvısının dolaşımında bozulma olması nedeniyle beyinde sıvı birikmesiyle ortaya çıkar. Baş çevresinde büyüme, kusma ve bilinç değişiklikleriyle kendini gösterir. Tedavide şant sistemiyle sıvının tahliyesi sağlanır.

Omurga şekil bozuklukları: Doğumsal ya da gelişimsel nedenlerle omurga eğriliği (skolyoz, kifoz) görülebilir. Erken dönemde fark edilmesi, cerrahi dışı yöntemlerle düzelme şansını artırır.

Kafa ve omurilik yaralanmaları: Düşme, çarpma veya trafik kazaları sonrası çocuklarda kafa travmaları görülebilir. Bu durumlarda beyin dokusu hasar görebilir ve acil nöroşirürjik değerlendirme gerekebilir.

Omurilik ve damarsal hastalıklar: Omurilikteki damar bozuklukları veya iltihaplar, hareket kaybı ve duyu bozukluklarına neden olabilir. Tanı için MR ve nörofizyolojik testler kullanılır.

Kafatası şekil bozuklukları: Doğumsal veya gelişimsel nedenlerle kafatasında şekil bozuklukları görülebilir. Gerektiğinde cerrahi düzeltme operasyonları yapılabilir.

Omurilik kapanma defektleri: Spina bifida gibi omurga kemiklerinin tam kapanmaması durumlarında, sinir dokusu dışarıda kalabilir. Bu hastalıklar genellikle cerrahi müdahale gerektirir.

Beyin ve omurilik tümörleri: Çocukluk çağında görülen tümörler, erken fark edilmediğinde nörolojik gelişimi olumsuz etkiler. Cerrahi, kemoterapi ve radyoterapi tedavileri multidisipliner olarak uygulanır.

Beyinde sıvı artışı (hidrosefali): Beyin omurilik sıvısının artması sonucu kafa içi basıncı yükselir. Şant cerrahisi ile fazla sıvı vücudun başka bir bölgesine aktarılır.

Epilepsi ve hareket bozuklukları: Çocuklarda sık görülen epilepsi nöbetleri ve istemsiz hareketlerle seyreden bozukluklar, ilaç tedavisiyle kontrol altına alınabilir. İleri olgularda cerrahi veya nörostimülasyon yöntemleri kullanılabilir.